EVRİME GİRİŞ
Robert Dort’un 1926 yılında Johannesburg’da bulduğu ve güney maymunu anlamına gelen ‘
Australopitecus Africanus’ adını verdiği
fosil kafatası maymunla çağımız insanı arasındaki köprüyü kurmada önemli bir
adımdır.Maymundan çok farklı olmamakla birlikte insana benzer özellikler de
içermektedir. Bu canlı tropikal alanların azalması sonucunda geniş otlaklara
çıkmış ve bazı savunma ve beslenme şekilleri geliştirmişler, aletler
kullanmışlardır.
1)Kafatasları ve beyinlerinin hacmi diğerlerine göre
küçüktür ancak bilinen diğer maymunlara göre daha büyük kafatası/vücut hacmi
vardır.
2)Çene yapısı çok insana benzer.
3)Dişlerin çene kemiği üzerindeki dağılımı
4)Köpek dişlerin ve kesicilerin
5)Süt dişleri ve süt oranlarının durumu insana benzer.
Güney maymunu ve prokonsül africanus’tan insana doğru yaklaşanlar özelleşmiş
soydaşlarımızdır. Almanya’da bulunan Neandertal kafatası, steinhem kafatası ve
ingiltere’de bulunan Pilgow kafatası,Cro magnen kafatası gibi Hollandalı ünlü
araştırmacı Dubais’in saptadığı yürüyen insan anlamındaki Java adamından biraz
daha gelişmiş olan Pekin adamı bulunmuştur. Bu atamız olan homo sapien’in atası
olarak düşünülmektedir. Bu canlılar artık iyice insanlaşmış canlılardır ve alet
kullanmak,ateş yakmak onlar için
vazgeçilemez bir ihtiyaç olmuştur. Asya’da gelişen homo sapienslerin taş,balta gibi üstün aletleri kullanma
yetenekleri sayesinde Avrupa’ya geçtiklerinde zaten buzul çağından etkilenip
iyice zayıflamış olan Neandertal soyunu tarih sahnesinden sürdüğü ön gürülmektedir. Canlılar sadece savaşlarla
değil, iklim koşullarının değişmesi ve felaketlerle de yok olurlar. Çeşitlenen
ve özelleşmeye başlayan bu canlılardan doğaya ayak uydurabilenler yaşamaya
devam ederken birçok canlı da yok olmuştur.
Yorumlar
Yorum Gönder