FİZİKSEL ANTROPOLOJİ VE IRK KAVRAMININ GELİŞİMİ
Fiziksel antropoloji ve Irk
kavramının gelişimi
Irklar
günümüzde hepimizin kabul ettiği bir gerçek olarak karşımızda .Peki gerçekten
insan ırklarından bahsetmek mümkün mü? Tarih bunun kabulüyle geçti ama
özellikle 1950’den sonra bunun tersi bir durum oluştu.
İlk
olarak Bernier “yeni türler ya da ırklar kapsamında dünyanın yeniden bölünmesi”
adlı eserinde dört ya da beş farklı insan türü olduğundan bahsetmiş bunlar
avrupalılar afrikalılar asyalılar ve lapanlar olarak ayrılmıştır. Lapanlar’ı
ise aşağı hayvanlar olarak nitelemiştir
Caralus
limacus ve ilk sınıflandırma girişimi 1735’te doğa sistemi adlı eserini verdi
.İnsana homo sapiens ve köpeğe canis familiarus adını verdi. Ve sınıflandırma
başladı.
Amerikalı : Kırmızı renkli düşünmeden hareket
eden ve üst bedenleri iri
Avrupalı: Beyaz ten rengi neşeli atletik
Asyalı
:Soluk sarı melankolik ve sert mizaçlı
Afrikalı: Siyah duygusuz ve tembel
(Tablo-1)
Bu
sınıflandırma(tablo 1) antik yunan taksonimesine dayanan bir sınıflandırma. Bu
sınıflandırma daha sonrasında köleliği
olumlamada kullanıldı.
Blumenbach
1795 yılında insanın doğal çeşitliliği üzerine eserini ortaya koymuştur. Öncesinde
Avrupalı Asyalı Afrikalı Amerikalı
olarak ayırdığı ve ayrılan insan türlerini beşe çıkarmıştır(tablo-2) ve özellikle Kafkas ırkına yoğunlaşıp onların
kafataslarını incelemiştir. Fiziksel Antropolojideki mihenk taşlarından biri
budur.
Lime
1735 Blumenbach 1770 Blumenbach 1782 1795
Amerikalı Amerikalı Amerikalı
Avrupalı Avrupalı Kafkas
Asyalı
Moğol
Moğol
Afrikalı Etiyopyalı Etiyopyalı
Malayalı
(tablo-2)
Aydınlanma
çağındaki en az ırkçılardan biri olarak gösterilir.Gürcülerin kafa yapısını
incelemiş en saf homo sapiens olduğuna inanıp diğer insanları ondan dejenere
olarak ortaya çıktığını söyledi
Van
Humbolt ise Cosmos adlı eserinde insan türünün birliğinden bahsetti ve
gelişmeye diğer toplumlardan açık olan toplumlardan bahsetti.Ama bunun bir
soyluluk olmayacağından bahsetti.
19.yüzyılın
2.yarısına geldiğimizde insanların kökeni
kutsal kitaplardaki gibi tek midir yoksa birden fazla mı kökeni vardır
tartışması baskındı.
İklim ve
dejenerden bahsetti monojogenez taraftarları .Fakat İncil i esas aldıkları ve
insanlık tarihini 6 bin yıl oldukları için görüşleri sorunluydu. Polijenistler
ise insanın kökenlerini Blumenbach gibi beşe dayandırıyor ve Afrikalıları en
aşağı grup olarak nitelediler.
Fiziksel Antropolojinin deneysel
tarafı:
Ölçüm
dönemi ; Beyin hacmi hesaplama ve yüz şekline göre zeka düşüncesi 19.yüzyıla
damgasını vurdu.Güneye indikçe zekanın azaldığı düşünülüyordu. Alman ırkının
üstünlüğünü sağlama çalışmaları bu dönemde başladı.
Irk ve
zeka ; 20.yüzyılın 2.yarısına kadar zekanın ırklara göre kalıtsal olduğu görüşü
hakimdi. Çünkü çevresel koşullar göz ardı edilmeden araştırmalar yapılıyor ve
kamuoyuna doğruymuş gibi yapılıyordu.Bu deneylerde çevresel koşullar tamamen
gözardı ediliyordu. Aryan ırkı teorisi 19.yüzyıldan kalma bir düşünce ve insanı
zoojik bir tür gibi alt türlere ayırmak anlamsız.
Peki
şuan ırk kavramını sorgulayabilir miyiz? İnsanın evrimini biliyoruz bunun
üstünden hala insanın birden fazla kökenden evrimleştiğini ve bazı türlerin daha iyi örneğin Nazizm e göre
aryan ırkının daha iyi olduğunu söyleyebilir miyiz?
SONUÇ
OLARAK IRK KAVRAMINI SORGULAMAK
1950’Lİ
yıllardan itibaren ırk kavramı sorgulanmaya başlandı .1962’de Frank Livingstone
“insan ırklarının var olmayışı” üzerinde bir makale yayınladı. Irkların var
olmadığını klinal çeşitliliğin var olduğunu söyledi örneğin deri rengi klinal
bir özelliktir.(klinal=iklimsel)
2010
yılında ırk anlayışının neden terk edildiğine dair birtakım gerekçeler ortaya
kondu.
·
İnsan
grupları morfolojik yönden homojen değildir
·
Çok
sayıda polijenik özelliğin doğru bir şekilde ölçümü zordur
·
Sınıflamada
kullanılan özellikler arasına keskin sınırlar çizmek zordur, hatta imkansızdır
·
Sınıflamalarda
kullanılan özelliklerin evrimsel değişim hızları farklı olabilir
·
Kullanılan
özelliler çoğu zaman birbiriyle bağlantılı değildir
·
Sınıflamada
kaç özelliğin kullanılması gerektiği belirsizdir
·
Gruplar
arasında var olduğu iddia edilen farklılıkların genetik temelleri
bilinmemektedir
·
Herkes
bir kategoriye yerleştirilmez. Bireyler çoğu zaman hiçbir kategoriye uymaz
·
Grup
içinde var alan genetik farklılık,ana coğrafi gruplar arasında görülen farklılıktan
daha fazladır.
Genetik
bilimi kalıtsal olarak pek de farkımız olmadığını söylüyor ; Çeşitli insan
popülasyonların arasında yapılan protein polimorfizmin incelemelerinde gruplar
arası varyasyon %63 popülasyon içi ise
%85.4’ e kadar çıkabiliyor..
Ancak
ülkemizde hala 19.yüzyıldan kalma fiziksel antropolojik araştırma yöntemleri ve
ırk söylemleri kullanılmakta..Bu durum da kamuoyu ve medyada ırk ayrımının
normalleşmesi gibi bir duruma sebebiyet
veriyor
Yorumlar
Yorum Gönder